20 Şubat 2012 Pazartesi

rakel dink'in hollanda türkiyeli işçiler birliği toplantısında yaptığı konuşma (amsterdam)

"Kim kimden hak talep edecek biz hem Ermeni hem de azınlığız. Karşımızdaki devlet. Biz de hakkımızı arıyoruz. Bize nasıl hak verecekler. Pek mümkün gibi görünmüyor ama adım adım ilerleme kaydediyoruz. Vakıf malları ile ilgili milim milim değişimler yapılıyor. Küçük değişiklikler yetmez. Aynı zamanda gerçekler ile yüzleşmeliler.Bizim için baştakilerin sözleri çok önemli. Bu işe en tepedekiler başlayıp deklare ederse halk çok daha çabuk anlar. Biz yapılan sunumları bize hediye sunar gibi değil, iyilik yapar gibi değil, olduğu şekli ile bekliyoruz. Türkiye'nin kendi geçmişi ile yüzleşmesinin zamanı gelmiştir. Biz Türkiye'de hem Ermeni olarak yaşadık. Hem de vatandaş olarak yaşadık. Keşke bunlar olmasa her şey insan yaşamına insan haysiyetine uyumlu olsa. Dünya devlet kurumları da böyle birbirine uyumlu çalışıyor. Biz de insan vücudu gibi birbirine uyumlu ve birbirimizi onore ederek yaşasak. Eşimin isteği amacı o idi ki bu haksızlıklara karşı bir ses yükseltsin. Bir yerde ayağa kalkmak gerek.Ne yapalım kendimizi nasıl anlatalım? Çıkardığımız gazete Ermenice biz kendimizi Türk'e Laz'a, Kürt'e ve başkalarına nasıl anlatalım? Kendimi ben nasıl anlatacağım? Bütün haksızlıkları bir arada yaşıyoruz. Herkes de sanıyor ki devletimiz pırıl pırıl işler yolunda yürüyor. Kimisinin Ermeni'den kimisinin de Laz ve Kürt'ten haberi yok.Ermeni nedir? Nereden geldi? Nasıl olur? Ermeni'nin bir millet olduğu, dünyada yaşadığı, adeta bilmiyor davranılıyor. Hrant bundan sonra AGOS Gazetesini çıkarmaya karar verdi. Kendine yakın arkadaşlar ile işe başladı.İlk olarak 12 sayfa daha sonra 22 sayfaya çıkarttı. AGOS ark demektir.Biz bir ark açtık iyi tohumu olan getirsin eksin diyerek işe başladı. Burada eşim serzenişte bulundu.Yapılan haksızlıkları dillendirmeye çalıştı. Bizim türkülerimiz de ananelerimiz de birbirine geçmiştir. Türkiye´de yüzlerce insanlar yürek yangınıyla mücadeleye katılıyorlar ve bir sürü insanın acıları depreşti.  Şimdi Yargıtay'da dava. Biz mahkemelere çok gittik. Kanunlar ezileni korumak için değil bence ezeni korumak için yapmışlar. Bunu ben yaşadım gördüm. Eşimini bütün istediği aslında  Türk'ü paranoyasından kurtarmak, Ermeni'yi de travmasından kurtarmaktı. Adalet uğruna var gücüyle konuştu, yazdı doğruluk ve adalet uğruna. Hayatına pahasına devam etti. Halkı, Türkiyeli halkları bilgisizlik çukurundan, bilgisizlik utancından kurtarma mücadelesi verdi. Ve sonucu hayatına mal oldu. Kimileri yok ettikleriyle övünürler, bizler var edenle olalım. Ve de övünme hakkımız da olursa övünmeye ihtiyacımız olmasın. Övünmeyelim. Biz yardımcı olalım ki vahşeti sevenleri vazgeçirmeye çalışalım. Onları gerçeği göremezler çünkü yine iyiliktir yenecek olan, gerçektir yenecek olan. Gerçektir kalacak olan. O gerçeği tanıdıkça gerçek sizi özgür kılacak diyor Tanrının sözü. Onun için gerçekten Hrant´ın başlattığı bu mücadeleye hepinizin katkıları için de teşekkür ediyorum. Bu mücadelede yer bulmaya çalışıyorsunuz. Türkiye´de yüzlerce insanlar yürek yangınıyla mücadeleye katılıyorlar ve bir sürü insanın acıları depreşti. Bir sürü suskunlukta yaşayan insan bu acıyla birlikte acısını dile getirmeye çalıştı. Bir birimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Anısı önünde hepimiz saygıyla eğiliyoruz. İyi ki doğmuş, iyi ki var, iyi ki bu mücadeleyi başlattı, iyi ki bunca insanın acısının ortaya çıkmasına vesile oldu. Bize çok pahalıya mal oldu. Bedeli ağır oldu ama bedel ödenmeden elde edilenlerin değeri bilinmiyor. Onun için o da bedel ödemek istedi, çünkü dışarı gidebilirim dedi. Gidebilirdi de evet ama seçmedi dışarı gitmeyi. Ülkemde mücadele edeceğim ki kendimi ülkemi de dışarıdaki o cennetler gibi cennetleştireyim. Söylenecek söz yok, kendine yakışanı yaptı devlet. Bu kadar. Yakıştığı gibi bitirdi. Kendisi için bir fırsattı. Bu dava bir fırsattı. Hem eşim verdi bu şansı hem biz verdik mücadeleye katkıda bulunarak. Böyle istedi hükümet hayırlı uğurlu olsun.Yok yapmayacağım değerlendirme. Herkes kendi onurundan sorumlu, devlet olsun şahıs olsun her konu hakkında kendi onuruna yakışır surette davransın."

kaynak: iha/20.02.2012

1 yorum:

  1. Eksik kalmış bazı bölümler şöyle:

    "Kanunları ezileni korumak için değil bence ezeni korumak için yapmışlar."

    Buna örnek olarak MİT'çileri koruma yasasını yerin dibine soktu.
    Ayrıca tren kazasındaki zaman aşımını da andı, "O insanlar ölmedi, öldürdüldüler" dedi.
    AGOS'un önüne Hrant Dink'i tehdit etmek için gelen ülkücü kalabalığı anarken, Başbakanın artık onların kullandığı sloganları kullandığını, "Ya sev ya terk et" dediğini belirtti.

    YanıtlaSil