Tunceli’nin Nazimiye İlçesi’ne bağlı Aşağı Doluca köyünden geçen Peri Suyu üzerinde Limak Holding tarafından yapılan Pembelik Barajı’na karşı kurulan “Direniş Çadırı” 150. gününü geride bıraktı. Topraklarını terk etmek istemeyen yurttaşlar, bir metrelik beyaz örtüye rağmen direnmekte kararlı.
Tunceli’de akarsuların aktığı her vadiye HES ve baraj projeleri yapılıyor. Munzur, Mercan ve Pülümür vadilerinden sonra bir yıldır Peri Suyu üzerinde 7 ayrı HES ve baraj projesi hayata geçiriliyor. Peri Vadisi’nde bulunan 9 köyü sulara gömecek olan Pempelik Barajı’nın inşaat çalışması kış mevsimine rağmen devam ederken, projenin tamamlanması durumunda Dersim, Bingöl ve Elazığ üçgeninde bulunan yerleşim alanlarının birbirinden irtibatları da tamamen kesilecek. Koruculuk sistemini kabul etmedikleri için yapılan barajlarla sürgüne tabi tutulduklarını söyleyen yurttaşların kurduğu “Direniş Çadırı”
150. gününü geride bırakırken, bir metrelik kara rağmen topraklarını terk etmek istemeyenlerin direnişi devam ediyor.
Peri Vadisi'ni şimdiye kadar hiç kimse tarafından malesef bilinmektedir. Peri Vadisinde akan Peri Suyu, Mezopotamya uygarlığının ikinci büyük kolu olup, Bingölün Kiği ilçesinden doğup, yayladere ilçesi, Elazığ Karakoçan, Tunceli, Nazimiye ve Mazgirt ilçelerinden geçerek, Munzur Suyu ile birlişirik Kebana dökülüp orda Fıratı oluşturmaktadır. Çok zengin endomik bitki örtüsüne sahip olan bu vadi arıcılık, hayvancılık ve organik tarımın yapıldığı ve insanların geçimini bunlardan sağladığı bu vadide, AKP döneminde peşpeşe enerji üretimi adı altında sularımızın işletim hakkını şirketlere satılarak bizlerin ve burda yaşayan yabani hayvanların suya erişimi engelenmiş oluyor. Peri suyu üzerinde yapılan Özlüce barajı (Falliyete), Kiği barajı (inşaat halinde), Yedisu Barajı (inşaat halinde), Tatar Barajı (inşaat halinde), Seyrantepe (Faaliyete), Pembelik Barajı (inşaat halinde), Hergep, Karataj regülatörleri yapılma aşamasında. Peri Suyu doğduğu yerden döküldüğü yere kadar 12 km aralıklarla barajlar yapılarak doğamız geri dönüşümsüz olarak peşkeş çekilerek yok edildi ve edilmeye devam ediyor. Peri Suyundaki; Tatar, Seyrantepe, Pembelik barajları LİMAK Şti. taragından ve bu şirketin ortağı olan Fenerbahçe Külübünün Başkan Vekili olan Nihat Özdemirin ortağı olan şirkettir. Şu anda Köylülerin İstemedikleri ve yapılmaması için karşı durdukları ve eylemler yaparak ve yapılmaması 6 aydan fazala çadır nöbeti tutarak direniş göstermesine rağmen, kendi kulubünün şu andaki durumu hakkında hak hukuk ve adalet laflarını ağzından düyürmeyen Nihat özdemirin, köylülere kendi topraklarında istemedikleri bu baraj için ne kadar iyi bir ADALET rolü yaptığı herkesin bilmesinde fayda var.
‘BU TOPRAKLAR BİZİMDİR’
Peri Suyu kenarında bulunan köyleri boşaltmak amacıyla baraj ve HES’lerin yapıldığına dikkat çeken Aşağı Doluca Köyülüleri “Bu topraklar ecdatlarımızdan bize kalan bir mirastır. Birileri gelip bizi buradan gönderemez. Buradan yetkililere sesleniyoruz; eğer sizin inancımıza saygınız yok ise, bizim de sizin varlığınıza hiçbir saygımız kalmaz. Ayıptır, günahtır inanç merkezlerimize el uzatacak kadar gözünüz dönmüş. Biz baraj yapılmasına izin vermeyeceğiz. Yok ‘biz halkın iradesini, hakkı hukuku dinlemiyoruz’ diyorsanız, o zaman bizim de size karşı öfkemiz çok büyük olacak” dedi.
‘AMAÇ SÜRGÜN VE İNSANSIZLAŞTIRMAK’
Dersim, Elazığ ve Bingöl illerinin kesiştiği alanda bulunan Peri Suyu’nda başlatılan Pembelik Barajı’na karşı 9 köyün bir araya gelerek oluşturulduğu Özgür Köylü Hareketi’nin kurduğu “Direniş Çadırı”nda 150 gündür nöbet tuttuklarını, iradeleri dışında baraj yapılmasına asla izin vermeyeceklerini söylediler. Bölgede yaşayan köylüler, “Dersim tarihi boyunca kimliği ve inancından dolayı hep sürgün edildi. 1938’de katliamdan sonra sürgün yaşandı. 1994 yılında da köylerimiz yakılarak boşaltıldı ve koruculuk dayatıldı, şimdi baraj suları altında bırakmayı düşündükleri 9 köyü ateşe vererek bizleri tekrar topraklarımızdan sürdüler. 10 yıl aradan sonra köylerimize tekrar yerleştik. Bu kez de elimizde bulunan tapularımıza rağmen arazilerimizi tamamen ormanlık alan göstererek bize danışmadan baraj inşaatına başlamış durumdalar. Tekrar sürgünü yaşamamak için bu kara karşı nöbet tutuyoruz. Peri Vadisi’nde yaşayan köylüler devletin hiçbir hizmetinden yararlanmıyor, sadece bize elektrik veriyorlar. Bize karışmasınlar buna da razıyız. İşte biz onun için günlerdir devam eden karın altında nöbet tutuyoruz. 150 günümüz doldu ama kimsenin bizden haberi yok. Bu topraklarda baraj istemiyoruz bu böyle bilinsin” diye türkiyede vicdan sahibi olan bütün insanlara sesleniyoruz..
‘BARAJ DEĞİL TURİZME AÇILSIN’
Dersim coğrafyasını tamamen insansızlaştırma politikasının devreye konulduğunu söyleyen Çayağzı (Zimtek) Köyü’nden Mehmet Gönül ise, “ Bu güzelim doğa harikası vadiyi turizme açacaklarına 7 HES ile 2 baraj projesiyle yok etmeyi düşünüyorlar. Ancak biz buna izin vermeyeceğiz. Birçok köylünün küçük çapta üzerinde arazi olduğunu gösterip dönümüne 4 TL değer biçmişler. O para için bankaya gitmeye bile değmiyor. Ayrıca biz arazilerimizi değil 4 TL, 4 bin TL de değer biçseler barajın yapılmasına ne izin veririz ne de arazilerimizi gözü dönmüş baraj şirketlerine peşkeş ederiz” diyerek, medyadan kendilerine destek çıkmasını beklediklerini dile getirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder