(kaynak: tarih ve toplum dergisi sayı :33)
MEHMET ÖZBEY (Burdur) - ...
Arkadaşlar; bu felaket yalnız ve yalnız komünistlerin plan
ve programları neticesinde vukua gelmiştir. Yıllardır sinsi sinsi
nöbet bekleyen komünistler bunu fırsat bilerek planlı çalışmalariyle
araya çapulcu ve yağmacıları da karıştırarak bu büyük
felaketi meydana getirmişlerdir.
Bunu öyle hesaplı bir zamanda yaptılar ki, dünya milletlerinin
İstanbul'da 58 milletin güzide mümessiIlerinin toplandığı'
bir sırada memleketimizden çeşitli intibalar alacakları bir zamanda
yapmışlar, milli şeref ve haysiyetimizle oynamışlardır. *
Fatih İstanbul'u fethederken; kimsenin malına, canına, ırzına
dokunulmamış, kiliseler yakılmamıştır. 500 sene böyle bir
felaket de görülmemiştir. Bu fecaat ancak ve ancak kanı bozuk
komünistlerin eseridir.
... biz bugün onları asmazsak, onlar yarın bizim ve Türk vatanının
idamını hazırlayacaklardır.
Onun için bu südü bozuklara merhamet etmek cinayet işlernek
demektir. ...
ALEKSANDROS HACOPULOS (İstanbul)
... Vukubulan müessif hadiseler hepimizce ve bütün dünyaca
artık malüm.
Mabetler ve kültür ocakları tamamiyle yıkılmış ve yakılmış
milyonlarca kıymetinde milli servetimiz mahvolmuş ve binlerce
masum ailenin mesken masuniyeti ihlal edilmiş ve korkunç
şartlar altında gece yarısı harbolmuştur ....
Matbuatın burada hissesi de vardır. Misal mi istiyorsunuz?
Geçen gün, yani ayın sekizinde Ulus Gazetesi'nde şöyle bir yazı
vardı: Kiliseleri Rum papazları yakmıştır. Bu olur mu arkadaşlar?
(Sağdan, hadiseden sonra sesleri) Evet hadiseden sonra.
... Arkadaşlar; bizi en fazla üzen maalesef itiraf mecburiyetindeyim,
memleketin emniyet teşkilatıdır. Bunu itiraf ta hepimiz
müttefikiz. Emniyet teşkilatı maalesef gafil avlanmış, maalesef
uyumuş ve belki de; dilim söylemeye varmıyor; bazı hadiselere
göz yummuştur. Misal söyliyeyim arkadaşlar; Büyükada'ya
gece yan sı beş on kayık' geliyor, içindekiler karaya çıkıyor.
Polisler bunları görüyor. Bunlar 200-300 kişi idi, silahsız,
topsuz, tüfeksiz kimseler. Polisle konuşuyorlar. Ondan sonra
Büyükada'yı tahribediyorlar. Hiçbir mukavemet görmeden gerisin
geriye dönüyorlar. Polis isteseydi 3,5 kayığı tutup bunları
fare gibi kapan içinde tutamaz mı idi? .
Taksim'in göbeğinde çapulcular Zapyon Lisesi'nin kapısını
zorlarken oradan süvari polisleri geçiyor. Hadiseyi görüyor, ne
yapıyorsunuz utanmazlar, diyor ve geçiyor gidiyor.
Daha mühim bir hadise benim evimde cereyan etmiştir. Benim
evimde cerayan ettiği için söylemek mecburiyetindeyim: Evimin
yanıbaşında polis karakolu bulunmaktadır. Bizi tanırlar,
anne ve babamı bilirler. Tahripçiler evin içine giriyor, evi tamamiyle
tahribediyor ve evirnin önünde duran silahlı jandarmalar
hiç müdahale etmiyor. Bu hadisede diyebilirim ki evim
değil, tahripçiler muhafaza edilmiştir. Babam ve annem 80 yaşındadır.
Yataktanaşağı atılmış ve gece yarısı, yatakları dahil,
her şey tahribedilmiştir. Başbakanlık Müsteşarı Salih Korur evimin
halini gözleriyle görmüştür ....
Sarf ettikleri cümleler de şunlardır; kırın, yıkın, mebusun evi-
Hani memleketin kanunları, hani vatandaşın emn\)'eti., nerede
masumiyet haklarımız? Hangi günler için bu kanunlar ve
haklar bize verilmiştir?
Yenimahalle'de bir eve çapulcular gireceği anda bir polis onlara.
yaklaştı ve daha erkendir, bir saat sonra gelin dedi. Buna
emniyet mi derler? Size binlerce daha misal verebilirim.
Sayın arkadaşlar, hemen hemen bütün evlere girenler şu cümleyi
kullanmışlardır; "Korkmayın sizi asıp kesecek değiliz. Buna
dair emir vardır. Yalnız evlerinizi tahribedeceğiz." Bu emri
verenler vardır. Kimlerdir? Bu iş hangi teşkilatın mahsulüdür?
... Eğer emniyet teşkilatımız ve zabıtamız beş im bin silahsız,
talimsiz, ellerinde yalnız sopa ile başıbozuk çeteciyi, polisi ile,
jandarması ile etrafında birçok askeri birlikleriyle ve motorize
kıtaları ile İstanbul'un göbeğinde bir iki saat zarfında bastı ramazsa
halimiz haraptır arkadaşlar. Daha büyük felaketler karşısında
ne yapacağız?
Sayın arkadaşlarım teşkilat tertipli idi, muazzamdı. İstanbul'-
da 74 kilise vardı. 70'i aynı zamanda yakıldı ve yıkıldı.
Sayın arkadaşlar, mezarlar açılmış, mukaddes ruhanilerimizin,
anne ve babalarımızın kemikleri çıkarılmış ve cesetler bıçaklanmış
ve yakılmıştır. Arkadaşlar bu rnübalağa değildir. Hakikat
ve vukuatın küçük bir cüz'ürıün ifadesidir.
Bazı ruhanilerimiz insafsızca dövülmüş ve aralarında öldürülmüşleri
de vardır. Her halde bu çirkin hadiseler birçok aksi
tesadüflerin birleşmesinden ve bazı yabancı tesirlerin altında kalmış
olanların takibettikleri malum menfaatlerin uğruna olmuştur.
Hepimiz kurban gittik.
BURHANETTİN ONAT (Antalya) - ...
Ağızlarda dolaşan tek bir şey var, şimdiye kadar emsali görülmemiş,
misli görülmemiş bir hadise imiş bu. Elbette görülmemiştir.
Son senelere kada! dünyada bolşeviklik mi vardı? Bu
hadise Türk milletinin eseri değil ki, şimdiye kadar Türk milleti
yapmadı da bugün neden yaptı diyesiniz? (Alkışlar) Haşa arkadaşlar,
ortada evvela gençliğin çok mukaddes ve asla zaıfa
uğratılmaması Iazımgelen ulvi heyecanının gölgesine sığınan melanetin,
sistemli, mektep mezunu, diplomalı komünist teşkilatı
vardır. (Bravo sesleri) ...
SİNAN TEKELİOOLU (Seyhan) - ...
Şimdi medeniyet seviyesinde birçok milletlerin üstüne çıktığımız
şu sırada bizi din ile, dinlerle mücadele eden insanlar vaziyetine
koyanları arayıp bulmak, demin bir arkadaşımız bu
idam sözüne kızmıştı. Ama ben de söyliyeceğim. Meclisin önünde
sehpaya çekmek bizim vazifemiz olmalıdır ....
HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER (İstanbul) -
Bu hadisede asıl hedef Rumiardı. Maalesef onlarla beraber
bazı Ermeniler de bazı Türkler de ziyan gördüler. Kör bir kasırga
bir taraftan estirilmiş, yerinden koparılmış ve neticede bu
hadise ortaya çıkmıştır. ... .
Şahsi kanaatim, Yunanistan'da ve burada kaleminin mesuliyetini
duymayanlar, insanlığın mesuliyetini duymayanlar tahrikler
yaptılar. İki milleti daima yanyana tutmak lazım iken ayırma
tehlikesi gösteren yollara saptılar. Gençlerin hepsi yetişkin
adamların, güngörmüş adamların olgunluğuna malik değildir.
... Hükümetimizden rica ediyorum: Çok genç zümrelere iç siyaset
ve dış- siyaset davalarını istedikleri gibi rrıünakaşa etmek
serbestisini vermesiııler. (Bravo sesleri)
... En doğru emelimiz, günün birinde bomboş Anadolu'ya,
60 milyon adamı barındırmak kabiliyetinde olan Anadolu'ya
bu ekalliyetin [dış Türklerin] gelip yerleşmesini istemektir.
DEVLET VEKiLİ VE BAŞVEKiL YARDlMCıSı PUAD
KÖPRÜLÜ (İstanbul) -
... Arkadaşlar şundan bundan, emniyet kuvvetlerinin zafiyetinden,
vaktinde haberdar olamadığından bahsettiler. Şunu söy
liyeyim ki, bu hadiseden Hükümet evvelce haberdardı. On~ gö
bazı tertibat da almıştı. Fakat bu hadisenin günü ve saatı mu
ayyen değildi ve bu bütün gayretlere rağmen adeta bir bas
şeklinde her tarafta birden tecelli etmiştir. ...
Komünistler derhal harekete geçtiler ve gençliğin vatanper
* Hatip, 12Eylül'de toplanan Milletlerarası Para Fonu ve Dünya
Bankası Kongresi'ni kastediyor. Daha kötüsü, olaylar sırasında,
İstanbul'da Beynelmilel [Mukayeseli] Hukuk ilimieri Kongresi
vardı; 15 Eylülde X. Bizans Tetkikieri Kongresi açıldı, 20 Eylül'de
de Milletlerarası Üniversiteler Derneği'nin 2. Genel Konferansı. Yine
O günlerde BeynelmiJelKriminoloji Polis Kongresi toplandı. -M.T.
Bu ülke ne çekti be bu Komünistlerden (!)
YanıtlaSil