25 Haziran 2014 Çarşamba

devrimci sağlık işçileri sendikası'ndan bugünkü gözaltılar ve taşeron yasası'na ilişkin açıklama

BASINA VE KAMUOYUNA
TAŞERON YASASI MECLİSTE, SENDİKA HAKKINA SAHİP ÇIKAN TAŞERON SAGLIK EMEKÇİLERİ GÖZALTINDA !!

12 Bin Taşeron İşçinin Sendika Üyeliği Yok Sayılıyor!
MUVAZAA KARARLARI UYGULANSIN, TOPLUSÖZLEŞME HAKKIMIZ TANINSIN

Taşeron yasası mecliste görüşülürken DİSK Genel Sekreteri ve aynı zamanda Sendikamız Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Genel Sekreterimiz Gürsel Kaya bugün 11.30’da TBMM önünde sendika üyeliklerimiz, toplu sözleşme hakkımız tanınsın ve muvazaa kararlarımız uygulansın diyen yöneticilerimiz ve işyeri temsilcilerimiz ile birlikte polis saldırısı ile gözaltına alındılar.
Taşeron işçilerin sendika hakkının tanınması için Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Torba Yasaya sendikamız hukukçularının hazırlamış olduğu ek yasa maddesi de AKP’li milletvekillerinin oyları ile ret edildi.
AKP hükümetinin asgari ücretli sağlık işçilerinin değil, taşeron üzerinden emek komisyonculuğu yapan şirketlerin temsilcisi olduğu artık açıkça görülüyor.
Anayasa değişikliğinde işçilere bir değil iki sendika müjdesi verenleri hayat yalanlıyor. Taşeron işçilere haklarını verme vaadiyle meclise getirilen torba yasada anlamlı yeni bir hak verilmediği gibi, sendika hakkı taşeron düzenine kurban ediliyor. Taşeron işçinin hakkını almak için örgütlenmesinin de önüne geçiliyor. On binlerce taşeron işçinin yıllardır yasalara uygun bir biçimde noter huzurunda ve e-devlet sistemi ile gerçekleşen ve Çalışma Bakanlığı tarafından kabul edilen sendika üyeliği taşeron şirketlerin ayak oyunları ile yok sayılıyor.
Çalışma hayatını düzenlemek üzere Ekim 2012’de çıkarılan 6356 sayılı “Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasası” taşeron işçilerinin sendika hakkını ortadan kaldırıyor.
İşçilerin çalıştırılmasına aracılık eden taşeron şirketlerin, SGK bildirimlerini farklı işkollarından yapması ve bunun her ay değişebilir olmasıyla taşeron işçilerinin sendika üyelikleri yok sayılıyor.
Öte yandan mahkeme kararları ile kesinlik kazanan ve bizlerin işe başladığı ilk günden itibaren asıl işverenin işçisi sayılmamız gerektiğini belirten muvazaa kararları halen yok sayılıyor. Bu karara rağmen ısrarla ihale yapan yönetimler suç işliyor. İlgili bakanlıklar bu hukuk dışı ihalelere sessiz kalarak bu suça ortak oluyor.
Meclis gündeminde bulunan taşeron yasası biz taşeron işçilerin sorunlarını çözmek yerine var olan düzeni sürdürecek düzenlemeler içeriyor.
Taşeron işçilerini geleceksizliğe mahkum edip örgütlü gücünü elinden almak isteyen bu düzenlemeye karşı sessiz kalamayız.  İşte bu yüzden bugün tüm Türkiye’den temsilcilerimizin Ankara’da TBMM önünde toplu sözleşme hakkımızın tanınması, muvazaa kararlarının uygulanması taleplerimizi dile getirmek ve taşeron yasasına itirazımız ifade etmek için yaptığımız basın açıklaması sonrasında süreci takip için kuracağımız çadıra güvenlik güçleri müdahale etti. Müdahale sonucu 17 üye ve yöneticimiz gözaltına alındı.
Taşeron sağlık işçilerinin bu haklı taleplerine görmezden gelenler, gelecekleri için mücadele eden sağlık emekçilerinin karşısına bir kez daha polis şiddeti ile çıktılar. Polis saldırısında Kocaeli işyeri temsilcimiz Selçuk Öztürk gazdan etkilenerek hastaneye kaldırıldı, eğitim ve örgütlenme uzmanımız Erdoğan Demir’in kolu çıktı.
Gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılsınlar.

Taleplerimiz son derece açıktır:
Muvazaa kararları uygulansın

Sendika ve toplu sözleşme hakkımız tanınsın

11 Haziran 2014 Çarşamba

TMMOB Şehir Plancıları Odası'ndan Taksim Dayanışma davası için dayanışma çağrısı

12 Haziran`da Çağlayan Adliyesi`ndeyiz! 
11.06.2014
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi olarak TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ile birlikte sekreteryasını yürüttüğümüz Taksim Dayanışması davasında ilk duruşma 12 Haziran Perşembe günü saat 09:30`da Çağlayan Adliyesi`nde görülecek. Şube Yönetim Kurulu Sekreterimiz Akif Burak ATLAR ve Şube Sekreter Yardımcımız Sezi TOPRAKÇI da bu mesnetsiz davada yargılananlar arasında.

İki kez mahkemeden dönen ancak geçtiğimiz Mart ayında kabul edilen iddianame sonucu açılan davada, Mimarlar Odası ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, HDP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin ve HDK üyesi Haluk Ağabeyoğlu‘nun, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçundan 2 ile 6 yıl, ‘kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılmak, dağılmamak‘ suçundan 1 yıl 6 ay ile 3 yıl, ‘halkı kışkırtma‘ suçundan da 1 yıl 6 ay ile 4 yıl olmak üzere toplam 5 ile 13 yıl arasında değişen oranlarda hapisle; Şubemiz Yönetim Kurulu Sekreteri Akif Burak ATLAR ve Şube Sekreter Yardımcımız Sezi TOPRAKÇI`nın da aralarında olduğu diğer 21 kişi hakkında ise "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılmak, dağılmamak‘ suçundan 1 yıl 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına mahkûm edilmesi talep edilmektedir.

Taksim Dayanışması, 15 Şubat 2012 tarihinde TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi‘nin çağrısıyla meslek odaları, emek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve inisiyatifler, mahalle dernekleri, siyasi parti temsilcileri ve taraftar gruplarının biraraya gelmesiyle kurulmuştur. Kentimizin tarihi, kültürel kimliğini ve toplumsal belleğini oluşturan ve koruma altına alınmış en önemli kentsel ve kamusal alanlarımızdan olan Taksim Meydanı ve Gezi Parkı‘nın ortadan kaldırılmasını öngören projelere karşı; kamuoyu oluşturmak ve projelerin dayanağı olan plan değişikliğine karşı yasal çerçevede mücadele etmek üzere amacını taşıyan meşru ve demokratik bir platformdur. Taksim Dayanışması Sekretaryası ise TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi tarafından yürütülmektedir.

Taksim Dayanışması‘nın kuruluşundan itibaren düzenlediği tüm toplantılar ve etkinlikler, açık çağrıyla kamuoyuna duyurulmuş ve herkese açık yapılmıştır. Taksim Dayanışması kurulduğu tarihten bu yana, söz konusu alanda yerel ve merkezi otoriteler tarafından ulusal ve uluslararası bilim ve meslek çevrelerinden gelen bütün uyarılara rağmen tepeden inme olarak alınan kararlara karşı hukukun üstünlüğünü, bilimsel etiği, toplum ve kamu yararını savunmayı sürdürmektedir.

26 Mayıs 2013 Pazartesi gece yarısı iş makinelerinin Taksim Gezi Parkı`na hukuksuz olarak girmesiyle Taksim Dayanışması tarafından başlatılan Gezi Parkı nöbeti, 27 Mayıs 2013 Salı gününden itibaren polisin uygulamaya başladığı insanlık dışı şiddet ile tüm ülkeye yayılmış, demokratik gösterilerde can kayıpları, yaralanmalar, kalıcı sakatlıklar ve mağduriyetler meydana gelmiş, ancak tüm bunlara yönelik ciddi bir soruşturulma açılmamış, kamuoyunun baskısı ile açılan davalarda ise deliller karartılmaya, davaların ilerlemesi engellenmeye çalışılmıştır.

Böylesi bir ortamda şiddete ve hukuksuzluğa karşı demokratik hak olan ve anayasanın güvencesi altında bulunan toplantı ve gösteri hakkının kullanılması, bu iddianame ile suç olarak tanımlanmıştır. Bu haliyle dava demokratik haklarını kullananları baskı altına alma girişimidir.

Taksim Dayanışması`ndan yasadışı örgüt çıkarmaya çalışanlara açıklıkla sesleniyoruz. Taksim Dayanışması, çağrıcıları, bileşenleri, talepleri, basın açıklamaları, etkinlikleri belli, bilinen, aleni, meşru, barışçıl, yasal ve demokratik bir yurttaş ve kurum dayanışmasıdır. Kentine sahip çıkan meslek odalarını, onlarla dayanışma gösteren sendikaları, siyasi partileri, mahalle ve çevre derneklerini, taraftar gruplarını, "suçlu" göstermek ve "suç örgütü" haline getirmeye çalışmak hukuken suçtur ve bu ilkel, çağdışı uygulamalarla ülke demokrasisi yüzyıl geriye götürülmektedir.

Taksim Dayanışması‘nın sekretaryasını yürüten bileşenlerinden biri olarak bütün kesimleri "hukuka, demokrasiye ve insan haklarına" saygı göstermeye, 12 Haziran`da Çağlayan Adliyesi`nde birarada durmaya davet ediyoruz. 

Hiçbir yargılama, hiçbir iftira ve karalama tarihin apaçık gerçekliğini değiştiremez: Taksim Dayanışması bir suç örgütü değil, doğasına, kentine, emeğine ve yaşama alanlarına sahip çıkanların ortak umudu ve iradesidir.


TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi