18 Haziran 2013 Salı

yurtdışındaki yazar ve akademisyenlerden hükümet'e "göstericilere baskı uygulamaktan vazgeç" çağrısı

June 17, 2013

International Intellectuals Call on the Turkish Government to Desist from its Repression of Popular Protest

We deplore the recent crackdown of the Turkish government on its own citizens, the clearly unjustified use of tear gas, acts of force, gas canisters and smoke bombs that have resulted in a vast number of injuries, imperiling the lives of those who seek to exercise their basic freedoms of assembly and protest.  This assault of the Turkish government on its own people constitutes an attack on democratic principles and a departure from legitimate methods of governance  -  we unequivocally oppose such tactics of intimidation and state violence.  In the name of democratic principles, we call upon the Turkish government to cease these violent actions immediately.  We affirm the aims of the popular resistance to the privatization of public space, to the growing authoritarian rule dramatically instantiated by this objectionable display of state violence, and the preservation of public rights of protest. We call upon the government to (a) stop the beating of all protesters and those in the media who seek to represent their point of view, including lawyers and journalists; (b) cease obstructing access to medical care for the injured; (c) put an end to the practice of unlawful detention and sequestering of protesters, medical personnel and legal counsel and (d) facilitate access to medical care and legal representation for those injured by the police.  We call for the immediate end to this appalling state violence and we reaffirm the rights of popular dissent and resistance, the right to have access to a media uncensored by governmental powers, and the right to move and speak freely in public space as preconditions of democratic life.

Signed:

Tarik Ali, author and editor, New Left Review, UK
Tewfik Allal, Président du Manifeste des Libertés, France
Etienne Balibar, Universite Nanterre, France
Rosi Braidotti, Utrecht University, The Netherlands
Wendy Brown, University of California, Berkeley, USA
Judith Butler, University of California, Berkeley USA
Margaret Brose, University of California, Santa Cruz
Alex Demirovic, Technische Universitat Berlin, Germany
Lisa Duggan, New York University, USA
Cynthia Enloe, Clark University, USA
Eric Fassin, Universite Paris – 8,France
Michel Feher, Director, Zone Books, France
Alfredo Saad Filho, United Nations and SOAS, UK
Nilufer Gole,  Ecole des Hautes Etudes, France
Siba N Grovogui, Johns Hopkins University, USA
Ilker Ataç, University of Vienna
Hannes Lacher, York University, Canada
George Liagouras, University of the Aegean, Greece
Michael Lowy, CNRS, France
Adam David Morton, University of Manchester, UK
Matthieu de Nanteuil, Universite de Louvain, Belgium
Ravi Palat, State University of New York, Binghamton, USA
Hugo Radice, University of Leeds, UK
Josep Ramoneda, journalist and philosopher, Spain
Miranda Schreurs, Freie Universitat Berlin,  Germany
Stuart Shields, University of Manchester, UK
Daniela Tepe-Belfrage, University of Sheffield, UK
Eleni Varikas,  Universite Paris 8, France
Hayden White, Stanford University, USA
Paul Zarembka, University of Buffalo, USA
Slavoj Zizek, Ljubljana, Slovenia

14 Haziran 2013 Cuma

gezi parkı ile ilgili hukuki süreç..

TAKSİM GEZİ PARKI KORUMA VE GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ
KAMUOYUNA DUYURU
12.06.2013

Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği’miz parkın üzerine inşa edilmesi planlanan binaya karşı, bugüne dek yüz yirmi bin imza toplanmış imza kampanyasının yürütüldüğü sırada ve bu kampanyayı bilfiil devam ettiren bireyler tarafından kurulmuştur.
Derneğimizin amacı, adında açıkça ifade edildiği üzere; şehrin merkezindeki son büyük yeşil alan olan Taksim Gezi Parkı’nın mevcut ekolojik yapısını korumak ve insanlarımızın doğa ile bütünleşmesine kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerle bir katkıda bulunmaktır.
Derneğimizi kurar kurmaz ilk etkinlik olarak 13 Nisan 2013 tarihinde geniş katılımlı bir müzik şenliği düzenledik.
21 Nisan Dünya Günü’nü düzenlediğimiz spor ve sağlık etkinlikleriyle kutladık.
23 Nisan Çocuk Bayramı’nda ise, Parkta bu kez çocuklarımız ve aileleriyle oyunlar oynayarak, Gezi Parkı’nı bir oyun alanı olarak yaşadık.
Bunlar derneğimizin güzelleştirme çalışmaları olarak sürerken, diğer yandan da Parkın üzerine yapılması planlanan inşaat projesi ile ilgili hukuki prosedür devam etmekteydi.

Bu prosedür çerçevesinde mimar, şehir plancısı, sanat tarihçisi, peyzaj mimarı gibi kültürel mirasın korunması konusunda uzman kişilerden oluşan İstanbul II Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu 11 Aralık 2012 tarihinde verdiği kararla: “Bu alanda günümüzde mevcut olmayan, mimarı ve yapım yılı dahi bilinmeyen Topçu Kışlası’nın planlarının ve yapım detaylarının da ortada olmadığı; bu sebeple binanın yeniden yapımının mümkün olamayacağı; bu bina yıkıldıktan sonra yerinde yaşamaya başlayan Parkın 60-70 yıllık kullanım değeri ile tarihe belgelik eden bir nitelik kazanmış ve İstanbulluların kolektif belleğinde yer etmiş olduğu” nedenleriyle projeyi gerekçeli ve hukuka uygun olarak reddetti.

Bu karara yapılan itiraz üzerine toplanan Kültür Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu 27 Şubat 2013 tarihinde “avan projenin uygun olduğu” iddiasıyla İstanbul II Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararını iptal etti.

Derneğimiz tüzüğüne ve amacına uygun olarak; İdarenin bu hem gerekçesiz hem de maksat unsuru yönünden sakat, yani kamu yararına bariz bir şekilde aykırı olan bu işleminin iptali için 27 Nisan 2013 tarihinde İstanbul İdare Mahkemesi’ne başvurmuştur.

Konu ile ilgili hukuksal süreç bu şekilde ilerlerken, 27 Mayıs Pazartesi akşamı Derneğimizin Gezi Parkı’nda yaptığı haftalık olağan toplantısı sonunda dernek üyeleri evlerine dağılırken, Parkın Divan Oteli’ne bakan istinat duvarının, önündeki ağaçlarla birlikte kepçeyle imha edilmekte olduğunu görmüşler, derhal ve haklı olarak bu hukuka aykırı müdahaleye itiraz etmişlerdir.

28 Mayıs sabahında Derneğimiz Gezi Parkı’nda 27 Mayıs gecesi kaçak bir şekilde yapılan ihlali İstanbul II Numaralı Koruma Kurulu’na yazılı olarak bildirmiş, Kurul’u göreve çağırarak tahribatı önlemesini istemiştir. Hakkında hukuki sürecin devam etmekte olduğu parkın varlığına yönelen, geceyarısı kaçak olarak yapılan bu hukuksuz müdahale hakkında, tüm çabalarımıza rağmen kamu otoritelerinden hiçbir açıklama gelmemiştir. Devam eden günlerde kolluk kuvvetleri bu kaçak inşaatın devamını sağlamak üzere sert tedbirler almış, parklarını bu kaçak ve hukuka aykırı yıkımdan korumak için biraraya gelen insanlara karşı giderek artan bir şiddet uygulamış, dağıtmaya çalışmış, neticesinde 31 Mayıs sabahı park tamamen boşaltılarak polis barikatıyla ablukaya almıştır.

Kamuoyunda 2. Şafak operasyonu olarak adlandırılan bu operasyon neticesinde bir vatandaşımızın öldüğü ve yüzlerce vatandaşımızın da yaralandığı haberinin gelmesi üzerine, davamızın görüldüğü İstanbul 6. İdare Mahkemesi’ne aynı gün derhal başvurulmuş, mevcut sosyal ve trajik gelişmeler göz önüne alınarak ve olayların daha da büyümesine mani olabileceği saikiyle bir “yürütmeyi durdurma kararı” talep edilmiş, talebimiz Sayın Mahkeme tarafından da kabul görmüş ve yürütme durdurulmuştur.

Yürütmeyi durdurma kararı ile parkın hukuken dokunulmazlığının sürmesi sağlanmış, ve parklarına sahip çıkma amacıyla bir araya gelmiş halkımızın endişelerinin giderilmesi amaçlanmıştır.

Derneğimiz Anayasa, Dernekler Kanunu ve ilgili sair kanunlar çerçevesinde kurulmuş ve yaşamakta olan bir tüzel kişiliktir. Taksim Gezi Parkı’nın hayatına kasteden, bilime ve akla aykırı bu ve benzeri projeler karşısında yalnızca ve sadece hukuk çerçevesindeki mücadelesine devam edecektir. Derneğimiz, Hukukun üstünlüğüne inanmış ve muhatap olarak yalnızca bağımsız Türk Mahkemeleri’ni kabul etmiştir.

Son olarak ve bir kere daha konunun Sayın İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nde halen yargılama aşamasında olduğunu; bu konuda beyanda bulunurken yargıyı etkileyebilecek açıklamalar yapmaktan kaçınmak gerektiğini ve Mahkeme tarafından verilmiş 31 Mayıs 2013 tarihli kararın mevcudiyeti sayesinde Gezi Parkı’ndaki hayatın hukukun güvencesi altına alınmış olduğunu hatırlatmak isteriz.

Bu hususun konunun tarafı olan Yürütme tarafından kabulünün ve süratle beyan edilmesinin, zedelenen adalet duygusunun tamiri için gerekli olduğunu önemle arz ederiz.

TAKSİM GEZİ PARKI KORUMA VE GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ